Fraktal parçalanmis ya da kirilmis anlamina gelen Latince fractus kelimesinden gelmistir.
Kendi kendine tekrar eden ama sonsuza kadar küçülen sekilleri, kendine benzer bir biçimde cismi olusturan
parçalar ya da bilesenler cismin bütününe benzer. Düzensiz ayrintilar ya da desenler giderek küçülen
ölçeklerde yinelenir ve tümüyle soyut nesnelerde sonsuza kadar sürebilir; tam tersi de her parçanin her bir
parçasi büyütüldügünde, gene cismin bütününe benzemesi olayidir. Fraktallar bir çok yerde karsimiza
çikar. Deniz helezonu, damarlar, bulutlar, agaçlar, yemek borusu, egrelti otlari birer fraktal örnegidir.

Ilk olarak 1975'te Polonya asilli Beneoit B. Mandelbrot tarafindan ortaya atilan fraktal kavrami, yalnizca
matematik degil fiziksel kimya, fizyoloji ve akiskanlar mekanigi gibi degisik alanlar üzerinde önemli etkiler
yaratan bir geometri sisteminin dogmasina yol açmistir.

Fraktallar doganin geometrisi olarak bilinir. Geometriyle tanimlanamayan dogadaki nesnelerin matematiksel
ifadesi fraktaliardir. Geometrik fraktal kendini giderek küçülen ya da büyüyen boyutta yineler. Bu nedenle
geometrik fraktalin bir bölümü büyütüldügünde ya da küçültüldügünde tam olarak aslina benzer.

Bir seklin orantili olarak küçültülmüs ya da büyütülmüs parçalari ile olusturulmus örüntüler fraktal olarak adlandirilir.